DEVAK - Faaliyet Raporu 2024

Tek seslilik çok seslilik genellikle müzikten söz açılınca gelir gündeme. Müzikte tek seslilik, bir şarkıcı tarafından söylenen veya tek bir çalgı tarafından seslendi- rilen müzik türünün karşılığıdır. Bir ezgi /melodi çok kişi ya da çok çalgı tarafından seslendirilse bile yine de tek seslidir. Çok seslilik ise aynı an- da birden fazla farklı nota ile birden fazla melodiyi içerir. Tek sesli müzik, insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahip. Gele- neksel türküler, şarkılar hep tek sesle söylenip çalına gelmiş geçmişten günümüze. Çok sesliliğin geçmişi ise Sorunlar adlı kitabında zamanın müzik tekniklerini betimleyen Aristoteles’e kadar uzanmakta. Çok sesli klasik batı müziğinin kökeninin Antik Yunan müzik kültürü olduğunun savlanması bu yüzden. Zamanının müzik tekniklerini betimleyen Aristoteles’ten yüz yıllar sonrasına kadar devam etmiş Batıda müzikteki tek seslilik. Çok seslilik de 11. Yüzyılda filizlenmeye başlamış ve Rönesans / Yeniden Doğuş döneminde ortaya çıkmış. 15. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren bestelenir olmuş çok sesli müzik eserleri giderek daha da çoğalıp yaygınlaşarak. Çok sesli bestecilik tekniklerinin gelişmesine öncülük eden sanatçıların önde geleni de 1397-1474 yılları arasında yaşamış Fransız Besteci Guilliaume Dufay. Klasik Batı müziğinin doruğa ulaşması da 18. Yüzyıl ile 19. Yüzyıl başlarında Wilhelm Friedmann Bach (1710-1784), Carl Philipp Emanu- el Bach (1714-1788), Johann Sta- mitz (1717-1757), Joseph Haydn (1732-1809), Johann Christian Bach (1735-1782), Anto- nio Salieri (1750- 1825), Muzio Clementi (1752-1832), Wolfgang Amadeus Mozart (1756-1791), Luigi Boccherini (1743-1805), Ludwig van Beethoven (1770-1827), Nic- colò Paganini (1782-1840), Gioac- chino Rossini (1792-1868) ve Franz Schubert (1797-1828) gibi besteciler sayesinde gerçekleşmiş. DEVAK FAALİYET RAPORU 17 Ülkemizde, müziğin tek seslilikten çok sesliliğe geçişi II. Mahmut döneminde, 1828 yılında, askeri bando Mızıka-yı Hümayun’un kurulmasıyla başlamıştır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=