DEVAK - Faaliyet Raporu 2024
Einstein’na göre müzik evrendeki düzeni ve uyumu yansıtan bir sanat formu. DEVAK FAALİYET RAPORU 18 Bizde de de II. Mahmut döneminde, 1828 yılında, askeri bando Mızıka-yı Hümayun’un kurulmasıyla başlamış müzikte tek seslilikten çok sesliliğe geçiş. Mızıka-yı Hümayun aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın da temeli. 1924 yılında Ankara’ya taşınıp hepsi rütbeli müzisyenler istasyondaki Muhafız Bölüğü kışlasına yerleştirilince Riyaset-i Cumhur Mûsikî Heyeti olmuş adı. Yabancı devlet temsilcileri için düzenlenen kabul törenlerinde, yabancı ülke temsilciliklerinde konserler veren orkestranın kimi üyeleri de aynı yıl ortaokullar için müzik öğretmeni yetiştirilmek üzere kurulan Musiki Muallim Mektebi’nde öğretmen olarak görevlendirilmişler. Çok sesli müzik kültürünün oluşturulup geliştirilmesi için Musiki Muallim Mektebi’nin kurulması ile yetinilmememiş. Cemal Reşit Rey, Ekrem Zeki Ün, Ulvi Cemal Erkin, Cezmi Erinç, Necil Kâzım Akses, Hasan Ferit Alnar, Cevad Memduh Altar, Ahmet Adnan Saygun, Halil Bedii Yönetken, Nurullah Şevket, Bayan Afife ve çok sayıda müzisyen yurt dışına gönderilmiş çok sesli müzik eğitimi için. Riyaset-i Cumhur Musiki Heyeti, 1933 yılında Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası ve Riyaset-i Cumhur Armoni Muzikası adlı iki ayrı topluluk olarak sürdürmüş çalışmalarını. Filarmoni Orkestrası da 1958 yılında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası adını almış. Ankara Devlet Konservatuvarı da çok sesli müzik alanında sanatçı yetiştirmek amacıyla kurulmuş 1936 yılında Atatürk’ün talimatıyla. Amaç modern Türkiye’nin oluşumunda klasik Batı müziğine de yer vermek; bizim bestecilerimizin gerçekleştirecekleri çok sesli eserler ile ulusal müzik kültürümüzü çağdaşlaştırarak evrenselleştirmek. Bu çağdaş girişimler nedeniyle de yıllarca sürmüş anlamsız tek sesli çok sesli müzik tartışmaları. Tek sesli olsa da, çok sesi olsa da müzik duyguların, düşüncelerin, imgelerin / zihinsel tasarımların ölçülü ve düzenli sesler aracılığı ile bir araya getirildiği geçmişi insanlık tarihine eş bir sanat. Tek sesli geleneksel müziklerin kültürel değerini tartışmak, değersizleştirmek ne kadar yanlışsa insanlığın en büyük miraslarından biri olan klasik Batı müziğini, dolayısı ile çok sesliliği dışlamak da bir o kadar gereksiz ve saçma. Çünkü müzikte çok seslilik duygu, düşünce, imgelerin tek ses ile gereğince ifade edilememesi sonucunda çıkar ortaya. Bu tek seslilik çok seslilik tartışması, müzikte çok sesliliğin ortaya çıkması ile demokrasinin ortaya çıkması arasında bir bağ olduğunu düşündürmüştür hep bana. Nedeni Aristoteles’in çok sesli klasik Batı müziğinin
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=