DEVAK - Faaliyet Raporu 2024

DEVAK FAALİYET RAPORU 19 kökenini oluşturan zamanının müzik tekniklerini demokrasi ile yönetilen Antik Yunan’da betimlemiş olması. Sokrates, Heraklitos, Platon / Eflatun, Demokritos, Tales, Epikür gibi farklı görüş ve düşüncelerle geleceğe ışık tutan bilge ve filozofların bu çok sesli dönemde yaşamış; insanlık tarihi bakımından kültürel, politik gelişme ve keşiflerin de yine dönemde ortaya çıkması. Antik Roma İmparatorluğu dö- neminde Cicero, Seneca, Epiktetos ve Marcus Aurelius gibi filozoflarla MS 380 yılında Hristiyanlığın resmi din olarak kabulü sonrasında Orta Çağ’ın başlangıcına kadar sürmüş var olandan farklı düşünebilme özgürlüğü. Kilisenin kendi öğretisi dışında düşünmeyi yasaklaması da yüzyıllarca, Rönesans’ın başlangıcına kadar devam etmiş. Müzikte çok sesliliğin ortaya çık-ması ile demokrasi arasında bir bağ olabileceğine ilişkin varsayımım beni bağlasa da üzerinde tartışılmaya değer bir olgu. Avrupa’da demokra-sinin çok sesli klasik Batı müziğinin doruğa ulaştığı Barok dönem sonrasında yeniden filizlenmeye başlamış olması da bu tartışmada göz ardı edilmemeli. Müziğin demokrasiden önce var olduğu da... Müzik, sadece ruhsal olarak değil insanın zekâsını da besleyen bir etkiye sahip. İster tek ses sesli ister çok sesli olsun. Einstein’na göre de evrendeki düzeni ve uyumu yansıtan bir sanat formu. Matematiksel düşünme ve hafızayı güçlendirmedeki katkısı da kanıtlanmış bir gerçek. Siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi olarak insan zekâsının bir ürünü de demokrasi. Demokrasinin de vazgeçilmez koşulu çok seslilik. Müzikte tek seslilik, çok seslilik tartışması ne kadar ne kadar anlamsızsa müziğin sadece tek sesli olduğu toplumların kendilerini yenileyip demokratikleşemedikleri de tartışılamayacak bir gerçek. Gerisi laf-ı güzaf! •

RkJQdWJsaXNoZXIy MjIxMTc=