2014

  • A+
  • A-
Ecem Oruzbeyi

İstanbul Teknik Üniversitesi, İşletme Mühendisliği Bölümü, IV. Sınıf

‘’İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ)’de 1.sınıfa başladığım ilk günden beri kafamda hep Erasmus Değişim Programına başvurma planı vardı. Lisede Almanca hazırlık okuduğum için Almanya ya da Avusturya’ya bir seneliğine giderim diyordum. Bunun için o kadar aceleciydim ki daha o sene başvurup 2.sınıfta gitmeyi düşündüm. Ancak vazgeçtim o sene başvurmaktan çünkü henüz bölüm derslerini almamışken başka bir okulda eğitim görmek çok doğru gelmemişti. 4.sınıfın ilk dönemi yani 2015-2016 eğitim öğretim yılının güz döneminde Hollanda’nın Rotterdam şehrindeki ‘’Inholland University of Applied Sciences’’a değişim öğrencisi olarak gittim.

Hollanda başta Türkler olmak üzere birçok milleti barındıran bir ülke. Dolayısıyla hangi milletten olursanız olun ayak uydurması çok kolay oluyor çünkü birçok kültüre ait dükkân, restoran vb. yerler bulamanız mümkün. Bu süreçte Felemenk kültürünü de öğrenmeyi ihmal etmedim. Hatta az da olsa Felemenkçe öğrenmeye başladım fakat maalesef pek başarılı olamadım. Bununla birlikte sadece oranın kültürünü tanımakla kalmayıp Avrupa’nın dört bir yanından gelen insanların da kültürlerini tanıma fırsat buldum. Her şeyden önemlisi çok güzel arkadaşlıklar edindim.

Hollanda’ya gidene kadar kafamda çok fazla soru işareti vardı son sene gidiyor olmamdan dolayı. Çünkü okulumu uzatma ihtimalim vardı ders açılmaması durumunda. Ama şu an iyi ki gitmişim diyorum. Kişisel gelişimim, insan ilişkilerini yönetmem ve özellikle zorluklarla başa çıkıp kendi ayaklarınızın üstünde kalabilme becerisi açısından çok şey kazandığımı düşünüyorum. Kesinlikle ne olursa olsun yaşanılması gereken bir deneyim.’’
(Belgeleme 2015)

Kübra Yıkılmaz

İstanbul Teknik Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü, IV. Sınıf

‘’Yurt dışında belli bir süre yaşamak hem de değişim öğrencisi olarak yaşamak üniversiteye başladığım ilk yıldan beri hayalimdi. İlk hedefim Almanya’ya gitmekti. Bu yüzden Erasmus Değişim Programına başvurmak için Almanca kursuna gidip bir yandan da notlarıma dikkat ediyordum. Birinci sınıfın sonunda kabul alıp ikinci sınıfta Erasmus'a gitme planları yaparken o sene Almanya için dil koşulu yukarı çekildi. Yüksek ortalamama ve idare eder bir dil notum olmasına rağmen gidemedim. Bu da beni hayalimden uzaklaştırdı. Kafamdan yurt dışı hayalini tamamen silip derslerime yönelmeye okulumu 3 senede bitirmeye karar verdim. Bunu duyan mezun arkadaşlarım beni Erasmus Programına tekrar ikna ettiler ve “Almanya olmuyorsa başka bir ülkeye git Kübra, mutlaka git hiç pişman olmayacaksın!” dediler. Geriye dönüp baktığımda diyorum ki: İyi ki bana bunu diyen arkadaşlarım varmış. Yurt dışında bulunduğum anlardan döndükten sonraki tüm zamanlara kadar bir kere pişman olmadım ve bir kere bile “Neden ben buradayım?” diye kendime sormadım. Bir daha olsa yine giderim, bir daha şans verseler daha uzun kalırım ve daha çok arkadaş edinir daha fazla ülkeye gezi yaparım.

Benim tercihlerim Portekiz ile Polonya ağırlıklıydı ve sonuç olarak Portekiz’de Coimbra isimli öğrenci şehrinde Erasmus Programına katılma hakkı kazandım. Ne büyük mutluluk…!

Hiç unutmam Portekiz’e 5 saatlik uçak yolculuğumu. Dünyanın en özgür insanı gibi aynı zamanda en yalnız insanı gibi hissetmiştim. Sonraki zamanlar evimi bulmakla, okuluma gidip okula şehre alışmakla, yeni yeni arkadaşlar edinmekle geçti. 5 katlı bir evde 17 kişi beraber yaşadık. Brezilyalı, İtalyan, Polonyalı, Portekizli ve Türkler olarak bir evi ne kadar neşelendirebilirsek 6 ay boyunca o kadar neşelendirdik. Yaptığımız yemek akşamlarında, oyun akşamlarında, partilerde paylaştığımız onca anının yanında aynı evde farklı kültürlerle yaşamanın zorluklarını da atlattık. Portekiz insanıyla ve şehirdeki birçok farklı ülkeden gelen insanlarla iletişim kurabilmeyi, sanki yıllardır tanışıyormuş gibi hissetmeyi Erasmus Programı sayesinde tattım.

Tüm bunların yanında, Portekiz de dahil olmak üzere 7 farklı ülke sanırım 20 farklı şehir gördüm. Hayatımı iki gezi arasında sürdürmeyi öyle özledim ki. Her defasında mutlu oldum, her ülke bana farklı şeyler öğretti. Yurtlarda tanımadığım insanlarla birlikte kalabilmek, problem yaşadığımda kısıtlı günümü zehir etmemek için gülüp geçmeyi öğrenmek bana 22. Yaşımın en büyük hediyesiydi sanırım. Bununla birlikte mentorum ile internet üzerinden ara sıra görüşme fırsatı da buldum. Hatta Lizbon Deloitte’tan bir iletişim sağladı ve Lizbon Deloitte’u da gezme şansı yakaladım. Erasmus Programı sürecinde bursum kesilmeden devam etti ve yurtdışında yaşarken harcamalarımda bana katkısı oldu.

Yine olsa yine aynı şeyleri yaşamak yine Portekiz’de olmak isterim. Son olarak, bir hayaliniz varsa peşinden koşun. Hayallerdir insanı yaşatan!‘’
(Belgeleme 2015)

Mert Can Madencioğlu

Galatasaray Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü, IV. Sınıf

‘’2015-2016 Eğitim Öğretim yılının güz döneminde Fransa’nın Grenoble adlı şehrinde bulunan "Institut National Polytechnique de Grenoble" adlı okula Erasmus Programı'na katıldım. Erasmus deneyimim sırasında Fransız kültürünü yakından tanıma ve aynı zaman birçok farklı ulustan arkadaş edinip onların kültürlerini de tanıma fırsatım oldu. Almanya, Hollanda, İsviçre, İtalya gibi birçok ülkeyi de tatillerim ve hafta sonları sırasında ziyaret etme fırsatım buldum. Toplamda 15 şehri gezip, hiç tanımadığım insanların evlerinde kaldım. Erasmus programı kendime olan özgüvenimi perçinledi ve yurtdışında okumanın nasıl bir şey olduğunu deneyimleme fırsatına eriştim. Aynı zamanda Çinli bir arkadaşımdan Çince özel ders alarak Çinceye giriş yapmış oldum.

Başıma gelen en ilginç olay Roma gezimiz sırasında meydana geldi. Akşam yemeği için arkadaşlarımla meşhur İtalyan makarnalarını tatmak için bir restorana gittik. Restoran dönüşü sokak başında sarhoş bir yaşlı amca bizi tutup İtalyanca bir şeyler söylemeye başladı. Bizde tek bildiğimiz İtalyanca kelime olan ‘’Si Si (Evet Evet )‘’ ile karşılık verdik. Birden bir İtalyan bir iş adamı, bize yaşlı amcanın dediklerini İngilizceye çevirmeye başladı. Yaşlı amca yanımızdan ayrıldıktan sonra İtalyan iş adamı bize içki ısmarlamak istedi ve bir bara oturduk. Bize nerde okuduğumuzu sorduktan sonra Ekonomi konusunda birkaç sohbet ettik ve adam bize kendi girişim projesi için iş teklifinde bulundu. Biz biraz şaşırdıktan sonra Erasmus sonrası ülkemize dönmemiz gerektiğini söyleyerek teklifi reddetmek durumunda kaldık.

Uzun lafın kısası Erasmus Programı hayatımda "İyi ki yaptım!" dediğim şeylerinden başında geliyor. Dünyanın ne kadar küçük olduğu ve aslında tüm insanların farklı kültürlere rağmen aynı olduğunu görüyorsunuz.’’
(Belgeleme 2015)

Barış Işık

Boğaziçi Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü, IV. Sınıf

‘’2014-2015 yılının bahar döneminde Boğaziçi’ndeki eğitimime bir dönem ara verip Değişim Programıyla Toronto Üniversite’sine gittim. Değişim Programına katılmayı hep istiyordum ki bunun için de 2 sene yaz okuluyla bir dönemimi hafifletmiştim.

Toronto’ya vardığımda 31 Aralık 2014 saat 18.30’du. Türkiye’de çoktan yeni yıla girilmişti. Yeni yıla Toronto’nun hareketli yerlerinde girmek istiyordum fakat -10 derece hava ve yol yorgunluğuyla bütün yılbaşını uyuyarak geçirdim. Sonraki 1 hafta yurtta kalıp elimde kâğıt harita ile sokak sokak dolaşıp kalacak bir yer aramakla geçiyordu. Yurttaki son günümde hâlâ bir yer bulamamış ve umutsuzluğa kapılmıştım. Havanın soğukluğu, ev aramanın verdiği yorgunluk, ev bulamamanın verdiği stres sonucunda çok umutsuzluğa kapılmış hatta geri dönmeyi düşünmeye başlamıştım. Tam yurttan çıkacağım gün internetten bulduğum son bir yere daha bakmaya gittim ve gerçekten de tam istediğim gibiydi. Toronto maceram o andan itibaren süper bir hale geldi.

Facebook’ta değişim grubunda kim hangi etkinliği duyursa katılıyordum. Parti, yemek, şehir turu, Montreal gezisi, voleybol maçı, NBA maçı, kayak… Hatta sportif faaliyetlerin çoğunu ben organize etmiştim. Bu kadar aktiviteyle birlikte, birçok ülkeden birçok arkadaş edindim ve bir kısmıyla da hâlâ iletişim içerisindeyim. Ayrıca kesin olarak söyleyebilirim ki Niagara Şelalesi hayatımda gördüğüm en inanılmaz doğal güzellikti.

Elbette Devak Eğitim Vakfı bursiyeri olmanın da faydasını gördüm. Mentorum bir seminer için Toronto’ya geldi ve 3 gün kalmasına rağmen 2 akşam görüştük. Türkiye’den gelen tek ziyaretçimdi ve gerçekten çok mutlu olmuştum. Çok da iyi zaman geçirdik. Türkiye’de kariyer odaklı geçen görüşmelerimiz, Toronto’da eğlence odaklı olmuştu.

Kanada’yı ve Toronto’yu gerçekten çok sevdim. Gerek yüksek lisans-doktora, gerek staj-iş için tekrar Kanada’ya gidebilmek şu an en büyük hayallerimden biri. Hatta bu sıralar Toronto Deloitte için yaptığımın uzun dönem staj başvurusuna dönüş yapmalarını bekliyorum. Umarım kabul olurum ve tekrar oraya gitme şansını yakalarım.’’
(Belgeleme 2015)

Top